Geçen hafta Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) raporuna göre, dünyada üretilen yıllık 4 milyar ton gıdanın 1,3 milyar tonu çöpe gittiğini söylemiştik. Bu gıdanın 4’te 1’i kurtulabilirse dünyadaki 821 milyon aç insan doyuracağını anlatmıştık. Gıda israfının finansal değerinin de yaklaşık 1 trilyon doları bulduğunu kaydetmiştik.
Dünyada her gün 25 bin kişi açlıktan ölüyor. Gıdanın israf edilerek ya da atık olarak çöpe gitmesi açlığın en önemli nedenlerinden biri olarak kabul ediliyor. Bu sorunun temeli üretim sürecindeki sorunlara, depolama tesislerinin bulunmamasına ve tedarik zinciri problemlerine dayanıyor. Dünya nüfusunun 2050 yılında 9,8 milyara ulaşacağı tahmin ediliyor. İhtiyaçların karşılanabilmesi için küresel gıda üretiminin bu yıla kadar yüzde 60 oranında artması gerekiyor.
Gıda atığı kavramı insan tüketimi için üretilmiş; tüketilmesinde sağlık açısından herhangi bir problem taşımayan yiyecek ve içecekler olarak tanımlanıyor. Rengi, şekli ya da fazla üretim yüzünden tüketilmemiş, tabakta bırakılmış, çöpe atılmış gıdalar bu kapsamın içine giriyor. Gıda atıkları ikiye ayrılıyor. Biri önlenebilir gıda atıkları diğeri ise önlenemez gıda atıkları… Gıda israfı ise gıdaların tüketilmeden çöpe gitmesi olarak tanımlanıyor. İki kavram aslında birbirinden oldukça farklı.
Son yıllarda gelişmiş ülkeler, gıda atığı ve israfını azaltmak için teknolojinin sunduğu imkanlardan faydalanıyor. Özellikle Covid-19 pandemisi nedeniyle küresel ölçekte üzerinde oldukça konuşulan önemli bir konu haline gelen alanda akıllı buzdolapları, fırınlar ve diğer teknolojik ürünler gıda atığının azaltılmasında önemli rol oynuyor. Dolayısıyla bu alan hem girişimcilerin hem de yatırımcıların dikkatini çekiyor.
2000’li yılların başında gıda atığıyla ilgili işler yapan teknoloji tabanlı girişimler birer birer ortaya çıkmaya başlamış olsa da bu konu üzerine yapılan çalışmalar 1980’li yıllarda başladı. Bu işin başında 1983 yılında kurulan City Harvest geliyor. New York merkezli şirketin amacı; gıda israfını engellemek, ihtiyacı olan kitleye gıda yardımları yapmak. Helen verDuin Palit, Harley BrookeHitching ve Peter Schmidt tarafından kurulan dünyanın ilk gıda kurtarma operasyonu her gün restoranlar, fırınlar, marketler ve tarlalardan yılda 10 milyon kilo atık topluyor.
2008 yılında kurulan Florida merkezli Harvest Power da bunlardan biri. Nathan Gilliland ve Paul Sellew tarafından kurulan şirket, şimdiye kadar yaklaşık 11 yatırımcıdan yaklaşık 250 milyon dolar yatırım aldı. Harvest Power gıda atıklarını enerjiye dönüştürerek israfı engelleme amacıyla kuruldu. Parklardan, otellerden, restoranlardan artan gıda atıklarını topluyor. Her ay yaklaşık 3 bin evin bir yıl boyunca kullanabileceği miktarda enerji üretiyorlar.
Kenya merkezli The Twiga Foods ise verimli, adil, şeffaf ve resmi bir pazar için organize edilmiş bir platform aracılığıyla güvenli pazar oluşturuyor. Bunu 10 binden fazla perakendeci kullanıyor. 2014’te Peter Njonjo tarafından kuruldu. Şimdiye kadar yaklaşık 160 milyon dolar yatırım aldı. Şirket, 23 yatırımcı tarafından destekleniyor.
2015’te kurulan Olio ise yenilebilen yiyeceklerin komşular ve yerel işletmelerde değiş tokuşuna imkan sağlıyor. Tessa Clarke ve Saasha Celestial-One tarafından kurulan girişim aslında bir yiyecek paylaşım uygulaması. Sistem şöyle çalışıyor; kullanıcılar paylaşmak istedikleri gıdanın fotoğrafını çekiyor, fiyatını belirliyor, konumlarını paylaştıktan sonra potansiyel alıcılara ellerindeki fazla gıdayı ulaştırıyor. 20 yatırımcıdan yaklaşık 54 milyon dolar yatırım alan şirket, beş yatırım turu tamamladı. Şu an 49 ülkede faaliyet gösteriyor.
Konaklama endüstrisi gıda atığının en çok oluştuğu sektörlerden birisi. Her sene 80 milyar dolara eş değer gıda bu endüstride israf ediliyor. 11 yatırımcıdan toplamda yaklaşık 32 milyon dolar yatırım alan Winnow, tam da bu alandaki soruna çözüm buluyor. Kevin Duffy ve Marc Zornes tarafından kurulan şirket, endüstride faaliyet gösteren firmalara gıda atıklarını izleme ve azaltmak için çalışıyor. 2013’te kurulan şirket, kurumlar gıda atıklarını ve masraflarını azaltabiliyor. 5 ülkede faaliyet gösteren İngiltere merkezli şirket, bu yöntemle 42 milyon doların çöpe gitmesini engelledi.
Bu şirketler arasında hali hazırda unicorn seviyesine yükselmiş girişimler de bulunuyor. Geçen sene gıda israfını önlemeye yardımcı olan Apeel, Singapur hükümetinin yanı sıra Oprah Winfrey ve Katy Perry gibi dünyaca ünlü isimlerden 250 milyon dolar yatırım aldığını yazmıştık. Girişimin değerlemesi, aldığı yeni yatırımla beraber 1 milyar doların üzerine çıktı. Bugüne kadar aldığı toplam yatırım miktarı 641 milyon dolardan fazla olan şirket, 2012 yılında hayata geçirildi.
Girişim, ABD ve Avrupa’daki en iyi gıda perakendecilerinde bulunan ürünler için çürüme sürelerini azaltmak için ürünler geliştiriyor. Bu ürünler, bitki kaynaklı olarak üretiliyor ve soğutma gerektirmeden birçok meyve ve sebzenin raf ömrünün iki veya üç katına çıkmasına yardımcı oluyor. Gıda atığı yönetiminin başka bir tarafı ise şeffaf bir gıda sistemi sağlamaktan geçiyor. Bunu da Abi Ramanan tarafından kurulan Impactvision yapıyor. 2015’te kurulan şirket, San Francisco merkezli. Toplamda 2,8 milyon dolar yatırım alan şirket, gıda güvenliği ve gıda atığı konularını birleştirerek gıdanın kalitesini değerlendirip müşterilerle paylaşıyor. Bu senenin Mayıs ayında Apeel tarafından satın alındı. Bu satın almayla ilgili finansal değerler açıklanmadı.