Yaz sonundan bu yana konuşmaya başladığımız Metaverse kavramı, son günlerde Tweet sellerinde, Medium makalelerinde, YouTube içeriklerinde kendini yoğun bir şekilde göstermeye başladı. Şimdilik hayal etmekte güçlük çektiğimiz ancak oyun şirketlerinin henüz fark etmeyenler için sessiz sedasız inşa ettiği “metaverse” öyle bir günde hayatımıza girmedi. Yıllardır, ürettiği teknolojiler ile bizi “metaverse” e hazırlayan pek çok kişi var. Hazırladığımız yeni yazı dizisinde hem metaverse kavramını ele alacağız, hem de metaverse farklı disiplinler
Besteci Mehmet Ünal benim aklımda NFT ve Dijital Sanat için yaptığımız ilk röportajda “Müzisyen olmasam kuramsal fizikçi olurdum” sözleriyle yer etti. Ünal bu hafta 1E9 tarafından düzenlenen BioNTech’in kurucu ortakları Ugur Sahin ve Dr. Özlem Türeci, Ethereum’un kurucusu Vitalik Buterin gibi 30 vizyoner konuşmacı ile birlikte Synthese etkinliğinde yer aldı.
Excited to talk & perform our new audio-visual show at @1E9tech Conference in @DeutschesMuseum Munich this November. We will speak #NFTs , #iot, #web3 and the #Metaverse space featuring Ethereum founder @VitalikButerin , Özlem Türeci, Uğur Şahin, Christoph Jentzsch pic.twitter.com/QxusbSK1AW
— Mehmet Unal Studio (@mehmetunal_io) November 2, 2021
Ünal, bu konferansta Ricardo Woff, Burak Uyar ve Enes Toprak ile birlikte ürettikleri yeni bir müzik aletiyle performans sergiledi. Ünal ile sergilediği performansını ve Metaverse’ün müzik aletlerini konuştuk.
Metaverse’ü 3 boyutlu ve merkeziyetsiz internet olarak tanımlayan Mehmet Ünal, “web3 ve blok zincir teknolojileriyle internet dünyasında monarşinin demokrasiye doğru gidişi” dedi. Son 3 yıldır bu alanda çalıştığını belirten Ünal, 2019’un Aralık ayında Web3 ile ilgili IBM iş birliğiyle bir enstrüman geliştirdiklerini aktarıyor.
IBM’in Think etkinliğinde yarısı internette olan Cloud’a yerleştirilmiş, yarısı fiziki ortamda olan, yani bunu şöyle değerlendirebiliriz; yarısı metaverse’de fiziksel evrende var olan bir enstrüman icat etmiştim ben. Tabi bunu gelen herkese performe ettirmiştik. Dokunmadan çalabildiğiniz bir enstrümandı bu. Daha sonra bu enstrümanı daha da geliştirerek bu enstrümanı yalnızca benim değil 100 kişinin çalabileceği hale getirmiştim. 100 ya da bin farketmiyor. Her yerden çalınabilir bir enstruman ortaya çıkarmıştım.
Metaverse kavramı son günlerin en çok konuşulan konusu haline geldi. Konserler ve arka plana yerleştirilen şarkıların ötesinde Müzik üretimin metaverse’de nasıl konumlanacağını düşünüyorsun diye sorduğumda Mehmet Ünal “Zaten bir süredir bu alanda çalışmalar sürüyordu. Biz de o çalışmaları yapıyorduk açıkçası” diyor. Metaverse’ün web ortamında çalışabiliyor olmasına dikkat çekiyor. “Bu bir uygulama gibi indirilen bir şey değil. “
Tüm şirketlerin kendine ait Metaverse’ü olacak
Mehmet Ünal Metaverse’e dair görüşlerini şu cümlelerle paylaşıyor:
Bugün aynı web sitesinde olduğu gibi ben bütün şirketlerin metaverse’ü olacağına inanıyorum. Oraya girip rahatlıkla alışveriş yapabilecek, deneyim yaşayabileceksiniz. Markalarla daha yakın ilişkiler kurabileceksiniz.
“Metaverse’e yeni bir müzik enstrümanı inşa ettik”
Mehmet Ünal ve ekibinin yeni metaverse enstrumanı, bir uygulamadan ziyade web sitesi işlevi görüyor. Girişte VR seçeneği de sunan bu yeni enstruman için Ünal ” Bizim yarattığımız bir ambiyansta müzik yapabiliyorsunuz” diyor.
VR ortamında verilen konserler videoydu
Geçtiğimiz yıllarda Travis Scott da dahil olmak üzere VR ya da oyun ortamında verilen konserlerin ağırlıklı olarak video olduğunu dile getiriyor. Gelecekte bu işin performansının nasıl olacağını değerlendiriyor:
Performans ne demek? Müzik çerçevesinden bakıldığında bir kişinin bir müzik enstrumanının icra etmesi anlamına geliyor. Öyle bakarsak video oynatmak bir performans değil. Seyirci ile bir ilişki kurulmuyor. Konserlerin en önemli elementlerinden birisi; diğer bir orkestra üyesi her zaman seyircidir. Bunu bir kenara koyamazsın. Hatta tekno müzik yapanlar genelde seyirciyi izlerler. Seyircinin temposuna ve isteğine göre hareket ederler.
Metaverse’de müzik
Performans noktasında gelecekte “Metaverse”lerde kendi avatarlarıyla sahneye çıkan sanatçılar göreceğiz ve bu sanatçılar yine metaverse’de inşa edilmiş müzik enstrümanları ile performans yapıyor olacaklar.
Böylece biz geleneksel performans sanatçılarına hissettiğimiz duyguları kaybetmemiş olacağız. Ben bugün bir konsere gittiğimde İdil Biret’i, Fazıl Say’ı dinlediğimde, onun virtüözetisine hayranlık duyuyorum o anda. ” Nasıl böyle çalabiliyor?” Nasıl bu kadar teknik bir şeyi, zor bir şeyi becerebiliyor?” … bunların kaybolacağına inanmıyorum.
Metaverse’deki enstrümanlarda da biz yeni “Fazıl Say”lar ile karşılacağız, ama Metaverse enstrumanları çalan “Fazıl Say”larla karşılaşacağız. Burası çok kritik bence.
Metaverse’de enstrümanlar neye benzeyecek?
Ünal, Müziğin Metaverse’de neye benzeyeceğini de anlatıyor. Başlangıçtan bu yana müzik üretiminde yaşanana deneyimi aktaran Ünal, insan sesinden, veriye uzanan yolculuğu şöyle anlatıyor:
“İlk enstrüman insan sesiydi” diyen Ünal, “İnsan önce kendi sesiyle müzik yapmaya başladı, arkasından bizler keman, piyano, trompet gibi enstrümanlar inşa etmeye başladık” diyor ve ekliyor:
“Bu ne demek? “insan +1 araç” Sonra elektiriğin keşfiyle beraber transistörler ve bilgisayarların gelişmesiyle beraber sanat yapmak, müzik yapmak için bizler sistemler geliştirmeye başladık. Yani, bir algoritma yazdık, algoritmanın nasıl davranacağını bizler belirledik. Fakat girdileri biz belirlemedik. Girdiler stream edilen bir data olabilir mesela, Refik Anadol’un yaptığı gibi… Bir datayı alıp onu anlamlandıran sistemler kurduk.
Böylelikle sanat artık “1 insan + 1 enstrüman” değil, insanın inşa ettiği bir sistem haline geldi. Bilgisayarlarda sanat yapmaya başladık hepimiz.
Ünal, Yakın zamanda Metaverse için Web 3 teknolojileri ile geliştirdiği ve “geleceğin müzik enstrümanları” olarak tanımladığı Metasynth’lerden bahsetti. Kendisinden Metasynth yolculuğunu bizimle paylaşmasını rica ediyorum. Ünal, aslında son 3 yıldır bu konularda araştırma ve üretim yaptığını aktarıyor:
Benim en son 2019 yılında yapmaya başladığım konu ise şu; Web3, Web Real Time Communication (RTC) aynı zamanda IoT teknolojisi konularıyla beraber ben bunları kullanarak ağlarda yaşayan, bir sistem içerisine hapsolmamış, bilgisayarlarımızın içine hapsolmamış, bir çok bilgisayara yayılmış, her yerde ama hiç bir yerde olmayan yeni bir enstrüman fikri ortaya atmış oldum. Böyle bir enstrüman da olabilir ve bu da çalınabilir diye.
Bu hareket ile birlikte bir şair gibi enstrüman ve icracılık kelimelerinin anlamını genişletmiş olduk. Ben buna yıkıcı inovasyon diyorum. Bir çikolata yaptım ama içinde kakao yok.
Metasynthin teknolojik alt yapısı ve özellikleri
Sound check and VR Instrument preparations started today at @DeutschesMuseum for our ensemble performance at @1E9tech ! Looking forward to tomorrows show. #1e9 #performance #audiovisual #vr #xr #metaverse #xrhubbavaria #av #projectionmapping #munich @karakter_music pic.twitter.com/PuktQwN4UY
— Mehmet Unal Studio (@mehmetunal_io) November 22, 2021
Kendisinden ürettikleri algoritmayı yani bu yeni enstrumanın detaylarını anlatmasını istiyorum. Heyecanla kullandıkları teknolojileri ve öne çıkan özellikleri anlatmaya başlıyor:
Metasynth için WebVR, WebXR, WebGL ve Web audio teknolojilerini kullanarak VR gözlüklerle ulaşabildiğin ve bir uygulama olarak download etmek zorunda olmadığın, sadece internet sitesine girer gibi linke tıklayarak girdiğin bir enstruman bu. Bu dört teknolojiyi kullarak insanların müzik yapmasını sağlıyoruz. Araç olarak VR gözlükleri kullanıyoruz. Enstrümanı çalmak için hiçbir şey yapmana gerek yok ellerini takip (track) ediyoruz. Bir kumanda falan tutmana gerek yok, bizim algoritmamız senin ellerini algılıyor. Bizim enstruman daha elektronik bir ses çıkarıyor ama piyano sesi çıkarsa VR’da piyano çalabilirsin, hassasiyeti inanılmaz. Bir piyanist, bir kaç gün egzersiz ile bir konser verebilir.
Ünal, Sözlerine Metasynthler özelinde geliştirdikleri NFT projesi ile devam ediyor:
Burada da Metasynthler geliştiriyoruz. Metasynthleri birer NFT’ye çevirip öncelikle bir sanat eseri olarak satacağız. Çalabildiğin bir sanat eseri. Bununla ilgili hazırlıklarımız tamamlanmak üzere. Bin adetlik bir seri yayınlayacağız. O seriden alıp performe edebilirsiniz. Cüzdanında saklayabilirsin. Ama yatırımcıların daha çok ilgisini çekebilecek bir tarafı dünya tarihinde var olmamış bir enstruman görecekler ilk defa. Zaten olay da o. Sonra bunlar daha da yaygınlaşacaktır.İlk çıkan teremini almak gibi bir şey olacak bu.
Gelecekte bir enstruman çalmak ne anlama gelecek?
Mehmet Ünal’ın anlattıkları, gözünüzde canlanmaya başlamış olabilir. Ancak klasik müzik eğitimden gelen biri olarak benim aklıma takılan sorulardan biri de gelecekte ensturman çalmanın tam olarak ne anlama geleceği. Ünal, bizlere bu konuda da yeni bir bakış açısı kazandırıyor:
Bir enstrüman bir kişi tarafından icra edilmek zorunda değil. Öyle düşün ki; 100 kişilik bir senfoni orkestrası var. Herkes bir enstrüman çalıyor ve biz onu bir eser olarak dinliyoruz. Bunların her birini insanların elinden aldığımızı hayal et ve o 100 kişiye tek bir enstrüman verdiğimizi düşün. Bu 100 kişinin aynı anda enstrümanı çalarken aynı yerde olmak zorunda olmadıklarını…
Öyle bir enstrüman düşün ki aynı zamanda bir yapay zeka tarafından da icra edilebilsin, aynı zamanda bir takım veri girdileri alarak da çalınabilsin ama bunun yanı sıra 1 milyon kişinin aynı anda bağlanıp müzik yapabildiği tek başına bir sistem. Ağlar arasında yaşayan bir enstrüman.
Müzik enstrumanları metaverse’de nasıl kullanılacak?
Gelelim son ayların gündem konusu Metaverse’e. Kendimizi bu dünyada alışveriş yaparken, arkadaşlarımızla sohbet edip oyun oynarken hayal edebiliyoruz. Peki ya müzk yaparken? Ünal, bu konuya da açıklık getiriyor:
Metaverse’e bağlanmak için hepimiz VR gözlükler kullanıyoruz. Sen, VR gözlüklerle Bu enstrümanı çalabilirken, VR gözlüğü olmayan bir arkadaşın evindeki bilgisayardan veya cep telefonundan bağlanıp da seninle birlikte bu enstrümanı çalabilir.
Sen bu enstrümanı Facebook’un metasında kullanabileceksin. Peki nasıl? Metaverse’de alışveriş yapabileceğin bir müzik dükkanına gidip satın alabileceksin. Aldığın enstrumanı blok zincir teknolojisi ve akıllı kontratlarla aynı NFTlerde olduğu gibi senin cüzdanına yüklediğimiz için sen bu enstrumanı o Metaverse’de rahatlıkla kullanabileceksin. Tamamen futuristik, bir çok özelliği olan ancak sana göre kişiselleştirilmiş hatta buna eklemeler yapabildiğin bir enstrumandan bahsediyorum.
Sonra bu enstrümanı diyelim ki; Facebook’un Metaverse’ünden alıp Microsoft’un Metaverse’üne taşımak istiyorsun. O zaman blok zincir teknolojisinden faydalanarak bunu rahatlıkla taşıyabilecek ve orada da konser verebileceksin. Düşün ki; o geçtiğin Metaverse daha “Low Poly” yani grafik içerik olarak bambaşka bir grafik içerik barındırıyor. Bu enstrüman oranın ortamına göre de değişebilecek. Tasarım olarak bulunduğu ortama kendini adapte edebilecek; örneğin, Low Poly veya Cyber Punk görünecek.
Öte evrenler ve fiziksel konserler bir arada
Ünal; sadece Metaverse’de değil fiziksel ortamda da Metasynth’in etkisini göreceğimizi dile getiriyor. Görünen o ki, yakın gelecekte müzisyenlerin fiziksel olarak bir arada olmasına gerek kalmayacak. Hattta Metaverse’de ve fizikseldeki konserlerin bir arada olacağını söylemek mümkün.
Fiziksel bir dünyada konseri izliyorsun, konserde 3 kişi görüyorsun fakat grup üyeleri 7 kişi. Sen diğer dört tanesini görmüyorsun çünkü onlar aslında konsere avatarlarıyla metaverse’den katılıyorlar. Onlar da orada performansını yapıyor. Diyeceksin ki; “Bu kadar hızlı internet var mı?” Aslında var, çünkü gecikme 5G ile 1 milisaniyeye düştü.
İnsan beyni bile gördüğü bir şeyi 10 milisaniyede algılayabiliyor. Yani biz hep geçmişi görüyoruz aslında, çoktan olmuş olan olayı analiz edip anlayabiliyoruz. Doğal olarak 1 milisaniye inanılmaz bir hız demek.
Müzisyenler olmadıkları bir yerde sahnede müzik yapabilecekler. Örneğin, grup üyelerinden biri New York’ta olan konsere Londra’dan katılacak. Biz böyle inanılmaz bir geleceğe gidiyoruz. Hem öte evrenler hem bizim fiziksel evrenimiz arasındaki konserlere, bunların ikisinin bir anda olduğu veya bütün konserin metaversede gerçekleştiği, canlı bir performansa dönüştüğü ama kimsenin fiziksel olarak bir arada olmadığı…
Yeni nesil enstrüman üretimine kimler yön veriyor?
Mehmet Ünal projeyi 4 kişilik yazılım ekibi dahil olmak üzere 12 Kişilik bir ekiple birlikte geliştirdiğini aktardı. Ünal, projenin kendisinin yanı sıra ekibin yazılım tarafında yer alan Burak Uyar ve Enes Toprak’ın liderliğinde geliştirildiğini belirtiyor. Sanatçı Ricardo Wolff da projeye destek veriyor.
Ünal’ın aktardıklarına göre; ekip, ağlar arası çalışan bir enstrüman kurma, metaverse’e bir enstrüman yerleştirme ve bu enstrumanla ilişki kurabilme gibi işlevler için APIler oluşturmaya başladı:
Bizim API’larımız sayesinde bize ait olmayan yazılımlar da, bize ait enstrümanların da birbiriyle iletişim kurmalarını sağlayan bir ağ geliştiriyoruz şu anda. Böylece bizim üretmediğimiz bir synthesizerla da sen gelip bizim ağdan faydalanarak konser verebilecek hale geleceksin aslında.
Münih performansının detayları
Münihte çok değerli isimlerle birlikte bir konferansta aldığını vurgulayarak, neden Münih’e davet edildiğini ve gerçekleştirdiği oturumun merkezinde nasıl bir performansın yer aldığını sordum.
Ünal, 1 yıl önce aynı ekibin kendisini farklı bir konuşmaya davet ettiğini dile getirdi. O konuşmada, katılımcıların İstanbuldaki stüdyoya uzaktan bağlandığını ve enstrumanları çaldığını aktardı. O günden sonra ise bir sonraki etkinlik için çalışmalara başladıklarını belirtti. Ünal’ın oturum başlığı ise “Tereminden Metaverse’e”
Sahneye çıkıyoruz ve insanlara biz çıkmadan önce bir sunucu sahneye çıkıp diyor ki; birazdan gerçekleşecek performansata siz de bu performansın bir parçası olabilirsiniz ve sahnedeki enstrumanı sanatçıyla berbaber siz de çalabilirsiniz.
Bu bağlamda sahneye bir QR kod koyacaklar. Ve herkes telefonlarında o QR koda bağlanacak. Biz salondaki her bir kişinin verisini izin verdikleri oranda çekebiliyoruz.IDleri ile beraber, kim olduklarını, hangi koltukta oturduklarına neredeyse tespit edebiliriz. Bu insanların her biri cep telefonlarındaki bir web sitesine, arayüze bağlanmış oluyorlar. O sitede sadece “play note” var yani benimle beraber müzik yapabilmeleri için bir buton koyduk. Böylelikle her bastıklarında kendileri bir ses (sound) üretmiş ve aynı zamanda bir görseli tetiklemiş olacaklar. Bu performans sahnede yapılırken, istersen VR gözlükle de katılım sağlamış olabileceksin. Orada kimsenin gözlüğü olmasa dahi biz bu imkanı tanımış olacağız.
Ünal’ın aktardıklarına göre; Teremin ile metasynth arasındaki fark, Teremin’in fiziksel olarak sahnede olması. Metasynth ise fiber optik kabloların içinde…
Bir sonraki performans Londra’da 1 milyon kişi ile gerçekleşecek
Bunun bir Prototip deneme konseri olduğunu ifade eden Ünal, enstrumanı “Hiç bin kişiyle denemedik.” dedi. Ancak görünen o ki; yeni bir deney olarak tanımlayabileceğimiz bu etkileşimli konser başarılı geçti. Ekip şimdi de Londra’da 1 milyon kişi ile enstrümanı bir performans aracına dönüştürmeyi deneyecek.
Final checks before showtime @1E9tech Munich ! @XRHUB_Bavaria #xrhub #audiovisual #live pic.twitter.com/u6QKdHbXT1
— Mehmet Unal Studio (@mehmetunal_io) November 23, 2021
Londra’da Alternat ile yeni bir proje konuşuyor. Amazon ve Boston Dynamics sponsorluğunda Avrupa’nın en büyük led ekranını 1 milyon kişinin bağlanabileceği bir sanat eserine çevirmeyi planlıyor.
Sunulan bu deneyimin iki yönlü olduğunu aktaran Ünal, “Ben de seyircinin ekranları ve hoparlörlerine müdahale edebilirim.” dedi ve enstrumanın gelecekte yerleşeceği konumu tanımladı: “Bütün stadyuma müzik yaptırabilirim.”
Hatırlarsanız, NFT ve Dijital Sanat için yaptığımız röportajda Ünal “Kuantum sanatları çıkmak üzere” demişti. Mehmet Ünal öte evrenlerde müzik üretiminin yanı sıra kuantum sanatların da gündemimizde yer edeceğini düşünüyor. Kuantum bilgisayarların hesaplamalarına 1 ve 0’ların dışında süperpozisyon eklemesinin, müzik için bir sürü olasılığı da beraberinde getireceğini belirtiyor. Ünal, hiç duymadığımız sesler ve her dinleyen için farklı deneyimler sunan müziklerle tanışacağımızı ifade ediyor.