İşte Hayrettin Karaman’ın bugünkü köşe yazısı: Bir Halk Partisi klasiği olarak gasp edilen cami yerleri ve Aziziye Camii
İstanbul Çevre Kültür ve Tarihi Eserleri Koruma Derneği (İSTED) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Erhan Sarışın’ın, gasp edilen cami yerleri konusundaki çalışmalarını büyük takdir ile karşılamamak mümkün değil.
Dernek, yoğun ve usulünce çalışmalarıyla yalnızca İstanbul’da 400 cami ve yerinin gasp edilip yerine münasebetsiz ve haksız nelerin yapıldığını belgeledi. Bunlardan 22’sini kurtardı ve yerine camileri inşa etti. Cennetteki evlerinde inşallah bizi de konuk ederler.
İnönü heykelinin dikildiği yerdeki cami yeri gaspının hikâyesini ibret olsun diye Erhan Bey’in kaleminden sunuyorum.
Aziziye Camii’nden, gösteri merkezi ve saygı tak’ına
Taşlık mevkiinin gerçekleri…
Sultan Abdülaziz tarafından Dolmabahçe Sarayı’nın arka sırtında (Beşiktaş ilçesi, Vişnezade Mahallesi, 684 ada, 5 parsel) hâkim bir noktaya inşa edilmek üzere alanda bulunan 13 parça yapı parseli ile kadimde mevcut Süleymaniye Camii’nin kamulaştırması yapılmış ve bu yapılar yıkılarak alan açılmıştır. Söz konusu bu alan, tarihî haritalar incelendiğinde Maçka (Şeyh) Mezarlığı’ndan başlayıp kuzeyde Prof. Alaeddin Yavaşça ve Vişneli Tekke Sokak Boğaz cephesinde Dolmabahçe Caddesi, güney cephesi ise Bayıldım Caddesi ile sınırlı yaklaşık 95 dönüm alanı kapsamaktaydı.
Söz konusu Aziziye Camii ve külliyesine ait alanda inşa faaliyetleri Sarkis Balyan tarafından başlatılarak alandaki eğimi azaltmak için bugün de yerinde mevcut bulunan Set duvarları inşa edilmiş, akabinde cami duvarları yaklaşık 7 metre yüksekliğe kadar örülmüştür. Ancak camiin duvarları bu seviyeye ulaştığı anda Sultan Abdülaziz’in beklenmedik bir şekilde tahttan indirilmesi ve Hakk’ın rahmetine kavuşmuş olması ile birlikte camiin inşaatı durdurulmuştur.
Camiye gelir sağlamak amacıyla, Set duvarının ve camiin inşası ile eş zamanlı olarak başlanan Akaretler Sıra Evleri yapımına başlanmış ve inşası tamamlanmış olup günümüzde hizmet vermeye devam etmektedirler.
Sultan Abdülaziz’in vefatı süreci ile birlikte tahta geçen Sultan Abdülhamit, bu alanda bulunan taşları da kullanmak suretiyle bir cami ve sıbyan mektebi inşa edilmesi için talimat yayınlamıştır. Her ne sebepten olduğu bilinmez, bu tarihte de cami ve sıbyan mektebi inşa edilmemiştir. Bu alan bu tarih itibariyle mahalde bulunan taşlar nedeniyle “Taşlık” olarak anılmaya başlamıştır.
Cumhuriyet dönemi başlarında Hazine mülkü olan Aziziye Camii arazisi, 42 dönüme kadar düşmüş ve İsmet İnönü’nün Cumhurbaşkanlığı döneminde 15 Ocak 1948 tarihinde Bakanlar Kurulu Kararı ile İstanbul Belediyesi’ne bedelsiz devri gerçekleşmiştir.
Süregelen yıllarda Set altında bulunan büyük avlu sahasına (bugün Swissotel’in bulunduğu saha) spor tesisleri inşa edilmiş ve uzun süre bu şekilde kullanılmıştır.
1970’li yıllara gelindiğinde Taksim Gezi Parkı’na dikilmek için hazırlanan İsmet İnönü’ye ait heykel, halkın tepkileri nedeniyle Taksim Gezi Parkı’na değil, Aziziye Camii’nin mevcut duvarlarının içi düzlenerek park sathına dönüştürülmek suretiyle buraya dikilmiştir ve günümüzde hâlâ bu alanda bulunmaktadır.
1988 yılına gelindiğinde Set korunmak suretiyle Taşlık kahvesi ve alt bahçede yer alan spor kompleksleri yıkılarak camiin set altı bahçesine Swissotel inşa edilmiştir.
Günümüzde Aziziye Camii’nin temellerinin de bulunduğu alan, Vişnezade Mahallesi, 684 ada, 5 parsel olup 8838 metrekare yüzölçümüne sahip olup, alansal tespitlerimize göre Aziziye Camii temelleri 52 metre boyunda ve 52 metre genişliğinde olup taban alanı yaklaşık 2720 metrekaredir.
2016 yılında İstanbul Çevre Kültür ve Tarihi Eserleri Koruma Derneği- İSTED olarak Aziziye Camii ve aynı alanda var olan ve yıkılan Süleymaniye Camii ile ilgili derin araştırmalarımızı yaptık. Öncelikle dönemin İstanbul Büyükşehir Belediyesi yönetimi ile koordineli olarak alanın Dolmabahçe Koruma Alanı’na dâhil edilmesi için çalışmaları gerçekleştirdik. Çalışmamız, İstanbul 3 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 13.06.2019 tarih ve 4917 sayılı kararı ile onaylandı.
Bu süreçte derneğimizce tüm tarihi süreçte alan ile ilgili tarihi haritalar, imar planları, kadastral paftaları dijitalize edilmiş ve koordinatlandırılmış olup, camiye ilişkin resmi-özel tüm arşivlerdeki bilgi, belge ve görsel malzemeler bir araya getirilmiş olup arşivle ilgi çalışmalarımız, süreklilik ilkesi kapsamında devam etmektedir.
Günümüzde ilgili koruma kurulu üyeleri ile gerçekleştirdiğimiz şifahî görüşmelerimizde Ekrem İmamoğlu yönetimindeki İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ilgili personelinin, Aziziye Camii üzerinde bulunan İsmet İnönü heykeli çevresine “Saygı Tak’ı, Gösteri Merkezi ve Seyir Terasları” inşa edeceklerini beyan ettikleri bilgisini almış bulunmaktayız. Bu nedenle bu alanda çalışmalarımızı hızlandırarak Aziziye Camii’nin korunması, ‘kültür varlığı’ olarak tescil edilmesi için başvurumuzu Mart 2021’de İstanbul 3 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’na yapmış bulunmaktayız.
Bu başvuru sayesinde Aziziye Camii’nin ‘kültür varlığı’ olarak tescili ile birlikte camiin hukuki hükmi şahsiyeti korunmuş olacak, Ekrem İmamoğlu yönetimindeki İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin “Saygı Tak’ı, Gösteri Merkezi ve Seyir Terasları” projesi uygulanamaz olacak, İsmet İnönü heykelinin daha münasip bir alana taşınması ve camiin projelendirilerek gelecekte inşa edilmesinin yolu açılacaktır.
… “Allah’ın mescidlerinde O’nun adının anılmasına engel olan ve onların harap olması için çalışandan daha zalim kim olabilir? Aslında bunların oralara ancak korka korka girmeleri gerekir. Böyleleri için dünyada rezillik var, âhirette de onlar için büyük azap vardır.” (Bakara:2/114) mealindeki ayetin hükmü ile hareket ederek, mevzuata göre Aziziye Camii alanının hukuki hükmi şahsiyetini korumak, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına bir haktır.