2020 verilerine göre dünyada 37 trilyon tonluk karbondioksit emisyon salımı var. Karayollarıyla yapılan yük taşımacılığı karbon emisyonlarının yarısından fazlasına sebep oluyor. Araştırmalar gösteriyor ki bu durum 40 kat daha fazla zehirli gazın açığa çıkmasına neden oluyor. Bir taraftan ABD’de gibi karbon salınımının önemli bir bölümünü demiryolu yük taşımacılığı için elektrikli trenlerin piyasaya çıkması önem kazandı.
Geçen aylarda Pittsburgh merkezli demiryolu şirketi Wabtec‘in FLXdrive adındaki tam elektrlkli aracının piyasaya çıktığı haberi gündeme geldi. Aracın yük treni olarak ABD’de hizmet vermeye başladığı açıklandı. Bu gelişme, genel olarak yolcu taşımacılığı yapan tren taşımacılığına başka bir boyut kazandırmış oldu. 1999 yılında kurulan şirketin geliştirdikleri araçlar, 7 megawatt’lık batarya kullanıyor. İddialara göre yük treni bir Tesla otomobilden 100 kat daha güçlü.
Avrupa genelinde 9 bin çalışana sahip olan şirketin araçları piyasaya çıkalı sadece iki ay oldu. Ama taşımacılık sektöründe faaliyet gösteren şirketler, Wabtec’in araçlarına rağbet göstermeye başladı bile.
Wabtec’in ilk müşterileri arasında Kanadalı demiryolu şirketi CN yer alıyor. Ocak ayında dünyanın önde gelen madencilik şirketi Rio Tinto, şirketi ile 4 FLXdrive satın almak için anlaşma imzaladı. Şirket, bu araçları Batı Avustralya’nın Pilbara bölgesindeki demiryolu operasyonlarında kullanacak.
Bu, şirketin 2030 yılına kadar demiryolu ağını elektrikli araçlardan oluşturma planın bir parçası… Bir taraftan dünyanın en büyük madencilik şirketlerinden biri olan BHP Group, Wabtec’ten 2023’te teslim edilmek üzere iki adet araç siparişi etti.
Aynı zamanda “raylı sistemin radikal dönüşümünü” teşvik etmek amacıyla yapılan Europe Rail Joint Undertaking (ERJU) için çalışıyor. Bu proje, Avrupa Birliği’nin sıfır emisyon için ayırdığı 10 milyar Euro’luk planının bir parçası. Wabtec’ten Lilian Leroux, “Bu proje için yüksek teknoloji ürünleri geliştiriyoruz” diyerek projenin şirket için önemini belirtiyor.
Taşımacılık bir yana özellikle Avrupa ülkeleri hem maliyet hem de çevresel etkileri nedeniyle elektrikli araçları ulaştırmanın her alanında kullanmaya başladı. Hatta geçen hafta Fransa’nın Montpellier şehir için alınması planlanan hidrojen yakıt hücreli 51 yeni otobüsün satış sözleşmesi iptal edildi. Buna projenin maliyetinin beklenenden yüksek olması neden olarak gösterildi.