SLOT ekibi, genelde hayatın içindeki gündelik ama bir o kadar farklı konuları izleyicisinin karşısına çıkaran içerikler üretiyor. ‘Beni Kendimden Koru’, ‘Renkli Veli’, ‘Benekli Ayhan’ gibi belgesellere imza atan ekip, her yaptığı işten sonra bu sefer ”ne yapacak acaba” hissini uyandırıyor.
15 Eylül’de yayıma giren bu belgeselleriyle de daha çok konuşulacakları kesin. Çünkü Ataköy ve Şirinevler semtlerinde çöpleri karıştırarak çıkan atıklardan insanların tüketim alışkanlıklarına bakıyorlar. Ataköy, Şirinevlere nazaran daha elit bir semt olmasına rağmen kimi zaman Şirinevler’le benzer gıda ürünlerini daha çok tükettikleri görülüyor. Ekip, bu gibi ilginç verilerden ekonomik krizi anlamaya çalışıyor. Yönetmen Ümit Oktay Aymelek, çöplerden semt analizi belgeselinin detaylarını ve belgeselciliğe dair merak edilenleri Webtekno’ya anlattı. İşte yönetmenin cevapları…
Aslında biz SLOT olarak hayatın her alanında çeşitli üretimler yapmayı planlıyoruz.
Bu belgesellerin bizim için şöyle bir önemi var: Malum ekonomik kriz, insanların yaşamlarında, sosyal hayatlarında, aile ilişkilerinde çok sert bir şekilde kendini hissettiriyor. Esasen biz bu belgeselde, insanların tüketim alışkanlıklarındaki değişiklikleri çok net gözlemleyebiliyoruz. Fakat biz bunu ekonomik kriz çerçevesinde incelemeyi tercih ettik. Bu krizin, insanların tüketim alışkanlıklarında nasıl değişikliklere yol açtığını kaydetmeye çalıştık. O açıdan bizim için önemli. Yani bu kriz mevzusunu irdeleyen birçok video yaptık daha önce. Hala daha yapacağız.
Fakat bizim SLOT olarak editoryal tercihlerimiz ve anlatım biçimimizde diğer üretimlere nazaran şöyle bir farklılık var: Biz çektiklerimizi nasıl bir editoryal süreçten geçirip geliştirerek izleyiciye sunabileceğimizin derdindeyiz.
Herhangi bir konuyu ele aldığımızda farklı bir açıdan değerlendirmek istiyoruz. Örneğin bir ekonomik kriz videosu olduğu zaman tanzim çadırlarına gidip oradaki insanlarla röportaj yapmak çok kıymetli. Bu yapılabilir bir şey ve bunu zaten yapıyorlar. Hatta iyi de yapanlar var. Bu şekilde maddi krizin varlığını kamuyla paylaşan yayınlar, yayın organları var. Biz bu krizi insanlara nasıl anlatabiliriz, yani “çöplerden semt konusunda bu krizi irdeleyebiliriz mesela” gibi bir gündem yarattık kendi içimizde.
Tabii bu şekilde bir konuyu, videoyu, belgeseli işlemek zor oluyor. Peki bu neye yansıyor bu işte? Mesela bizim çekim sürelerinin bitmesiyle yayına giriş süresi arasındaki zamanın uzamasına, gecikmesine neden oluyor. Çünkü ciddi bir randevu trafiği oluyor, kurgu oluyor ve sonra yayına çıkıyor, yani baktığınızda oldukça uzun bir zaman geçmiş oluyor diğer üretimlere nazaran.
Dolayısıyla şu an ciddi bir kriz yaşıyoruz ve bu krize dair bir şeyler söylemek istiyoruz. Tespitlerde bulunmak istiyoruz. Araştırma yapmak istiyoruz. Çöplerden semt analizi de bu araçlardan bir tanesi oldu bizim için. O yüzden SLOT olarak çok önemsiyoruz.
Aslında bizim nihai amacımız burada bir farkındalık yaratmak değil. Öncelikle çöplerden semt analizi yaparken, neden çöpleri karıştırıyoruz? Kişinin ya da bir bölgenin hakkında fikir sahibi olabilmek için çöplerin neden önemli olduğunu anlatmaya çalışıyoruz.
Biri de bu gözle bakın diyoruz. Çünkü bu tespitler, bu çalışma daha önce Arizona Üniversitesinde bir profesör tarafından yapılıyor. Araştırmayı yapan arkadaşlarımız da, internette bir tarama yaptıklarında Dr. William Rathje ismine, yani bu profesörün adına ulaşıyorlar. Aslında ikisinin yaptığı şeyler de benzermiş, onu fark ediyorlar. Yani dediğim gibi burada bir farkındalık yaratmak gibi bir gündemimiz yok. Burada sadece ”bakın böyle bir araştırma biçimi de var ve bu çok etkili bir araştırma biçimi” diyoruz.
Çünkü bunun çıkış referansı şu; anketlerin, yüz yüze görüşmelerin çoğu zaman gerçeği yansıtmadığına karar veren araştırmacılar, ”biz bu gerçek bilgiye aslında çöplerden ulaşabiliriz” diyorlar.
Çünkü kişiler, çoğu zaman yüz yüze görüşmelerde yalan söyleyebiliyor ya da manipülatif cevap verebiliyor. Çekinebilirler, korkutabilirler bir sürü dinamiği olabilir bunun. Buna alternatif olarak da araştırmacılar, çöplerin gerçeği söyleyeceğini düşünüyorlar çünkü çöplerin özel alandan kamusal alana çıkan deliller olduğuna kanaat getiriyorlar. Keza Umut’un da Arizona Üniversitesindeki profesörün de yapmış olduğu çalışmanın ana motivasyonu bu.
Çöplerden semt analizi, yapılan araştırma sahasıyla ilgili ciddi doneler veriyor, meraklısına ciddi fikirler sunuyor.
Burada ekonomik krizi gözlemlediğimiz, spoiler gibi olmasın ama kısa bir böyle bir girift, kısa bir bilgi paylaşayım. Daha önce de denemeleri oldu mesela biz keza Ordu’da da bunu görmüştük. Fakat bu yaptığımız çalışma diğerlerinden şöyle farklıydı: Evet biz biliyorduk, bu krizi göreceğiz. Ama bu kadarı bizim için de biraz fazla oldu.
Çünkü işlediğimiz semtler; biri Şirinevler, biri Ataköy. Aynı bölgedeler, aynı toprağın üzerine yapılmışlar. Sadece ortasından bir yol geçiyor.
Bir tane üst geçit birbirine bağlıyor bu iki semti. Yani belki yüz metre falan vardı birbirinden ayıran. Zaten görsellerde de gördüğünüzde belgeselde ciddi bir farklılık var. Hem sosyolojik hem ekonomik farklılık var. Ama makasın biraz daha daraldığını gördük. Bu bizim için de biraz şaşırtıcı. Dediğim gibi elbette bekliyorduk. Her iki tarafın da ciddi etkileneceğini bekliyorduk ama tahmin ettiğimizin biraz üstünde oldu.
Aslında bu konuyla ilgili, net ve spesifik olarak SLOT’un radarına giren şaşırtıcı bir sonucu paylaşmaktan ziyade, kişisel olarak gözlemimiz şuydu: Ciddi bir öğün atlama durumu söz konusu. Her iki semtte de sabah kahvaltılarına dair çöp artıklarına çok az rastladık.
Bu beni şaşırttı. Bunun tabii nedenleri var. Onları videoda da veriyoruz. Ama böyle ilk duyduğumuzda gördüğümüzde falan biraz şaşırtıcı olmuştu.
Belgeseli çekerken semtlerde herhangi bir zorluk yaşamadık. Tek yoğunluğumuz hava muhalefeti olabiliyor ya da işte belediyenin çöplerden sorumlu ekipleri çöpleri toplamış olabiliyor.
Tabii bunun önüne geçebiliyoruz. Çöp toplama saatlerini tespit edip çöp toplama saatlerinde orada olmuyor, öncesinde orada oluyoruz. İnsanların çekim esnasında bizlere ilgisi var diyemem, ilgisiz de diyemem. Şöyle; ilk başlarda apartman önündeki çöp kutularını incelediğimizde, insanlar kendi çöpleri olduğu için müdahale edebilir, belki göstermek istemedikleri bir şey olabilir belki de rahatsız olabilecekleri bir şey olabilir diye düşünüyordum. Bu tamamen gereksiz bir tedirginlikmiş. Çünkü orası bir çöp kutusu. Kimin çöpü olduğu poşetin üzerinde yazmıyor. Dolayısıyla kimse bu konuda herhangi bir rahatsızlık göstermedi.
Onun dışında semtlerde, yani örneğin Şirinevler’de bazen soruyorlar bize; ”çöpleri karıştırırken herhangi bir güvenlik problemi oluyor muydu sizin için?”. Hayır, kesinlikle olmuyordu.
Yani sadece orada ilgi çeken şey, çöplerini biri karıştırması ki bu olağan bir şey. Kimse oralı değil ama onu çeken bir kamera olduğunu görünce bir şaşkınlık oluyor. Oyuna katılmak isteyenler oluyor bazen. Bazen biz oyuna katmak istediğimizde görüntü vermek veya röportaj vermek istemediklerini söylüyorlar. Ama geri kalan, yani tek şeyimiz hava muhalefeti olabilir ya da semtlerin yaşadığımız bölgelere olan uzaklığı olabilir. Onlar da bir belgeselci için hayıflanabilecek şeyler değil, yıllardır bunu yaşıyoruz. Yani bunu söyleme sebebim şudur ki çekim esnasında hiçbir zorluk yaşamıyoruz. Tabii yarın başka semtlere, daha kriminal semtlere girersek işin rengi biraz daha değişebilir.
Çekim esnasında insanlarla muhabbetimiz olmuyor, açık konuşmak gerekirse de standart elinde kamera olan bir insana sorulan tipik bir soruyla karşılaşıyoruz: ”Arkadaşlar neyi çekiyorsunuz?”
”Çöplerden semt analizi yapıyoruz, Şirinevler ve Ataköy semtini değerlendiriyoruz”, dediğimizde çoğu insan anlamıyor. Anlamadıklarını belli etmemek için de ikinci bir soruyu sormuyorlar. Çok nadir bir şekilde, yani bu birdir, ikidir ama beş değildir, on değildir. Anlamaya çalışıyorlar, ”Nasıl bir analiz?” gibi. Burada en çok karşılaştığımız, en iyi anlaştığımız insanlar, çöplerden geri dönüşüm için malzeme toplayan tek, tekli arkadaşlar.
Plastikleri, kağıtları, demirleri falan toplayan, çöpleri kurcalayan arkadaşlar. ”Semt analizi yapıyoruz”, dediğimizde çok net anlayabiliyorlar ve bizle de diyaloğa geçiyorlar. Mümkün mertebe bilgi vermeye çalışıyorlar. Kendi gördükleri, kendi duygu dünyalarında hissettikleri çerçevesinde özel şikayetleri olabiliyor, bunları dile getiriyorlar. Gerçekten bizim yaptığımız araştırmaya belge sunan tespitlerde bulunabiliyorlar bazen. Onun dışında genelde insanlar pek bu yaptıklarımızı anlamıyor diyebilirim.
SLOT olarak bu tarz araştırmalara sıklıkla yer vermeye çalışacağız.
Bize bu videoda eşlik eden Umut bir akademisyen, bir araştırmacı. Böyle profesyonellerin eşliğinde çeşitli çalışmalar yapacağız. İlgi çekici olması kısmına gelince daha önceki sorularda da yanıtladığım gibi farklı bir şekilde irdelemek istiyoruz konuları. Dediğim gibi bir kriz var, krizi bir anlatış biçimi var. Biz o anlatış biçimine nasıl farklı ulaşabiliriz, nasıl videoyu izlenir hale getirebiliriz?
Çünkü günün sonunda bir iş yapıyorsunuz, bir emek harcıyorsunuz, bir üretim yapıyorsunuz. Bunu insanların izlemesini istiyorsunuz. Bakın bir iş yaptık. Çok ilginç sonuçlar elde ettik. Ya da çok ilginç bir insanın hikayesine tanık olduk. Bir bakın isterseniz. Asıl amacımız bu. Dolayısıyla bunları farklı şekillerde anlatıp izleyiciyle iletişimde kalmak istiyoruz.
Daha çok güzel konularımız, çok güzel formatlarımız var.
Bunlar ete kemiğe bürünme aşamasında olduğu için şu an önceden paylaşmak pek doğru olmaz. Bir tane böyle önden bir sufle vermem gerekirse yakında bir alım gücü videosu yapacağız. Yine bir araştırma videosu diyebiliriz aslında. İki Roman ikiz kardeş, Çatalca’da Roman mahallesinde yaşıyorlar: Cem ve Can. Fakat bir tanesi; Cem, bir kadınla tanışarak aşık oluyor ve evleniyor. Kız Frankfurt’ta yaşıyor. Eşinin teklifi üzerine Cem Frankfurt’a gidiyor, oraya yerleşiyor. Biz de bu ekonomik krizle beraber iki kardeşin arasındaki standartları görmeye çalışıyoruz.
Bunları kaydedip izleyiciye sunacağız. Biri görece krizden inanılmaz derecede etkileniyor, diğeri ise yaşam standartlarını çok çok yukarıya çektiğini iddia ediyor. Biz de öyle mi değil mi bunu gözlemlemeye gideceğiz. Tahminim Ekim gibi yayına gidebileceğimiz bir video olacak. Şimdilik verebileceğim sufle bu olabilir. Ama dediğim gibi yeni yayın dönemine başladık. Yeni formatlar, yeni hikayeler, yeni dosya konularıyla izleyiciyle tekrar ve daha güçlü bir şekilde buluşmak istiyoruz.
“Çöplerden Semt Analizi” belgeselinin 1. bölümünü buradan izleyebilirsiniz: