Ne diyordu Descartes; Düşünüyorum o halde varım Varlığımızın nedenlerinden biri de düşünüyor olabilmemiz. Peki ne düşünüyoruz, neler geçiyor zihnimizden? Geçmiş, hatalar, pişmanlıklar, yaralar, kararlar, başımızdan geçen olumsuz yaşantılar Şimdi, neler oluyor, ben kimim Gelecek, acabalar, kaygılar, yeni kararlar, planlar, hedefler Bunları çoğaltabiliriz, zira günde binlerce düşünce geçiyor zihnimizden. Tüm bunlar istesek de istemesek de kapımızın ziline basıyor. Gelmelerini engelleyemeyiz, bu doğru fakat kapı deliğinden bakabiliriz ve kapıyı açıp açmamaya karar verebiliriz. Ee ama ne yapayım o kapı bir şekilde açılıyor diyorsan bu noktada belki bir ruh sağlığı uzmanından profesyonel bir destek almak iyi olabilir. Hem böylelikle burada başka faktörlerde incelenebilir, kapıyı açma nedenleri ya da kapıyı açtıran motivasyon irdelenebilir. Terapistinizle işbirliği içerisinde bunlara açıklık getirilebilir. Hadi birkaç soru soralım, kapımıza dayanan bu düşünceler gerçek mi, gerçekler mi, gerçekten bu yargılar doğru mu? Bu soruların cevabını dilersen bir kağıda not alabilirsin. Yazmak, düşünmek gibi değildir. Zihnimizden bu sorulara cevap vermek demek, zaten zihnimizin ürünü olan bu düşünceleri beslemek olacaktır. Hadi şimdi de bunlardan kurtulma yollarına bakalım; *En öncelikli olarak şunu önerebilirim, bir ruh sağlığı uzmanından psikolojik danışma almak *Aklına gelen bu düşünceleri not almak ve bunları yargılamadan doğru soruları sormak. Gerçek mi, kanıt var mı… *Mindfulness egzersizleri Osho’nun sözüyle bitirmek istiyorum, “Bulutlar, gelir ve gider; gökyüzü bakidir”