AKP Bursa Milletvekilleri tarafından hazırlanan Uludağ Alan Başkanlığı Yasa Teklifi, AKP’li ve MHP’li üyelerin oylarıyla kabul edildi.
Komisyon görüşmelerinde muhalefet milletvekilleri düzenlemeye Anayasa’ya terslik dahil birçok açıdan itiraz edip tenkit getirdiler. Yasa teklifinin Etraf, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı üzere farklı bakanlıkları ilgilendirdiğini ve bakanlıkları ilgilendiren kurullardan da görüş alınması için alt kurul kurulması teklifleri de ret edildi.
Komisyona katılarak yasa teklifi ile ilgili görüş bildiren Doğayı ve Çevreyi Muhafaza Derneği (DOĞADER) Lideri Sedat Güler, TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası İdare Heyeti Lideri Hüseyin Alan, Bursa Barosu Etraf Kurulu Lideri Eralp Atabek, düzenlemenin Uludağ ve etrafına ziyan vereceğini lisana getirirken, Güney Marmara Otelciler Birliği (GÜMTOB) Lider Yardımcısı Çetin Ceylan ve Uludağ Kayak Merkezi AŞ İdare Konseyi Lideri Hayrettin Özergin ise teklife takviye oldular.
“BİR KÜMENİN İKTİDAR İŞTİRAKİYLE ULUDAĞ’I TALAN ANLAYIŞIDIR”
AKP Bursa Milletvekilleri tarafından hazırlanan Uludağ Alan Başkanlığı Yasa Teklifi, AKP’li ve MHP’li üyelerin oylarıyla kabul edilmesinin akabinde yasa teklifi ile ilgili konuşan, CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, ilgili sivil toplum örgütlerinin ve kamuoyunun görüşü alınmadan Bursa’nın geleceğini etkileyecek bir yasa düzenlemesi yapıldığını belirterek, “Uludağ talana açılacak. Bu yasa teklifi birinci hususundan son hususuna kadar bir avuç insanı zenginleştirme projesidir. Bir kümenin iktidar paydaşlığıyla Uludağ’ı talan anlayışıdır” dedi.
“BÖYLE BİR METNİN ALTINA İMZA KOYMALARI ISTIRAP VERİCİ”
Bu yasa teklifinin yalnızca Uludağ değil Bursa’nın geleceğini direkt etkileyen düzenleme olduğuna dikkat çeken Sarıbal, “Bursa’nın 11 milletvekilinin âdeta Bursa’da yaşamıyormuş üzere, Bursa’daki öteki siyasi parti yetkilileri, milletvekilleri, sivil toplum örgütleriyle görüşülmeden bu türlü bir metnin altına imza koymaları hüzün verici. Yasanın münasebeti olarak Ulusal Park ile ilgili yetki karmaşası gösteriliyor. AKP’nin 20 yıllık iktidarı devrinde hala endemik bitkilerini kormuş ise bugün ‘yetki karmaşası’ denilen yapılar sayesindedir” tabirlerini kullandı.
“İMARA, RANTA, TALANA AÇILACAK”
2873 sayılı Ulusal Parklar Kanunu’na nazaran Ulusal Parklar Genel Müdürlüğü tarafından yönetildiğini, Öbür kurumlar da tesirli fakat Ulusal Parkların misyon, yetki, sorumlulukları Ulusal Parklar Genel Müdürlüğüne ilişkin olduğunu, bir yetki karmaşası olmadığını lisana getiren CHP’Lİ Sarıbal, şunları söyledi;
“Ama siyaset ve ticaretin müdahalesiyle Uludağ halktan, Bursa’dan Türkiye’den, dünyanın en kıymetli doğal hayat alanı olmasından koparılacak. 3-5 kişinin rant ve kar maksadı için imara, ranta, talana açılacak. Bugün Ulusal Parklar’ın müdahale ettiği her şey Uludağ’ın faydasınadır.”
“DÜNYANIN EN BÜYÜK TELEFERİĞİNİ YAPTILAR, ÇALIŞMIYOR”
“Uludağ’ın delik deşik edildiğini belirten Sarıbal, “Yasa teklifinin münasebetinde ‘Turizme kazandıracağız’ diyorsunuz. Dünyada müdafaa ve kullanma istikrarı diye bir kavram var. Yani bu şu demek değil: Ben Uludağ’a senede 5 milyon insan götüreceğim. Bu türlü bir şey yok. Uludağ’ın bir habitatı var, bir ekolojisi var; o habitat o ekoloji ne kadar insan taşıyorsa dönemde o kadar insan götürebilirsiniz. Uludağ’a yol yapılacak diye her yer delik deşik edildi. Binlerce ağaç kesildi. Dünyanın en büyük teleferiğini yaptılar, çalışmıyor. Teleferik ile yolcu taşıma oranı yüzde 30. Karayolu ile gidenlerin oranı yüzde 70”
“ULUDAĞ ZENGİNLER İÇİN ORGANİZE EDİLİYOR”
Kararı alanlara “Uludağ’ı zenginler için organize ediyorsunuz” diye seslenen Sarıbal, “Bursa halkının Uludağ’a girmesi yasaklanacak. Parası olan gidebilecek. Uludağ halkın. Bursa’nın su havzası. Bursa’nın ekosistemi Uludağ’a bağlı. Bugün aslında göğsünden hançerlenmiş üzere her tarafında maden ocakları, bor madeni ile kirletilmiş sular. Bu yasa teklifi 1’inci unsurundan son hususuna kadar Uludağ’ı bir kümesi güçlü etmek Uludağ’ı talan etmek anlayışı ile hazırlanmıştır. Alan İdare Başkanlığı aslında bugün Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı olarak çalışan, 2873 sayılı Kanun’la sorumluluğunu yerine getiren Ulusal Parklar Genel Müdürlüğünün bütün yetkisini alarak öteki kamu kurumlarını da yok sayarak büsbütün orayı ranta, talana çevirecek bir sistemin başlangıcıdır” diye konuştu.