‘Şöhreti ciddiye almam’
DEMET AKBAĞ
*Şöhret matah bir şey mi?
Bugün hâlâ her senaryoyu altından kalkabilecek miyim heyecanıyla okuyorum. Sanıyorum şöhreti çok ciddiye almadığım buradan anlaşılabilir.
*Sizi bu kadar sevdiren neydi?
Kalıcı olacaksam daima başarılı olmak zorundayım diye düşündüm. Oyunculuk yelpazemde mizahın geniş yer tutmasının da beni kitlelere sevdirdiğini düşünüyorum.
‘Hayatı el yordamıyla yaşıyorum’
KAAN URGANCIOĞLU
*Hem tanınan hem gizemlisin. Bunu nasıl başarıyorsun?
Kendimi anlamaya, tanımaya çalışıyorum. Daha kendimi bilmediğimi bildiğim bir noktada “Ben buyum” diye ortaya çıkmak istemiyorum birden fazla vakit. Bu da tahminen bir gizem duygusu yaratıyor olabilir. En büyük lüksümün, aklımdan geçeni söyleyebildiğim yerler olduğuna kanaat getirdim. Bunu yapamadığım yerlerde de âlâ hissetmiyorum, uygun hissetmeyince uygun hissettirmiyorum. Bir açıklama yapmak da hoşuma gitmiyor.
*Neden?
Çünkü bana sorulan soruların karşılığını bilmiyorum. Hayatı el yordamıyla yaşıyorum. Sonra bakıyorum, bir şey söylüyorum, bilmişlik etmişim üzere geliyor.
‘Bedene ve ruha âlâ bakmalı’
EROL EVGİN
*75 yaşında, hâlâ üretiyor, herkese taş çıkartıyorsunuz. Nedir bunun sırrı?
Genetiğimin çok âlâ olduğunu düşünüyorum. Fakat işin yarısı genetikse, başka yarısı da vücuda ve ruha uygun bakmak.
*Botoks bile yaptırmadınız mı?
Yaptırmadım, cildim âlâ. Fakat ileride yaptırırım herhalde zira ben sahne sanatçısıyım.
‘Yaşlanmak beni hüzünlendiriyor, palavra yok’
MERVE DİZDAR
*2022 senin için nasıl geçti?
Pandemide en istediğim şey şenliklerde tekrar daima bir arada sinema izlemekti. Filmekimi’ni kaçırıyorum diye üzülmüştüm. Bu yıl ‘Kar ve Ayı’ sinemamızla yurtdışı ve yurtiçi bir sürü şenlik gezdim, sinemalar izledim. Mükafatlar aldım. Nitekim en sevdiğim şeyin tam içindeydim.
O yüzden 2022 bu manada şahane bir yıldı.
*Bu sene 35 yaşı devirdin. Nasıl bir periyoda girdin?
30’dan sonrası çok çabuk geçiyor derlerdi. Ne orta 36 oldum, hiç bilmiyorum. 32’mden bu yaşıma kadar en hoş ve verimli dönemlerimi geçirdim, hâlâ geçiriyorum. O yüzden ıstırabım yok. Fakat yaşlanmak diye bir gerçek var. Bu beni hüzünlendiriyor, palavra yok.
‘Bizde kolpalık yok!’
NURGÜL YEŞİLÇAY/CENGİZ BOZKURT
*‘Kim Bu Aile’ sinemasında birlikte oynadınız. Birbirinizi nasıl anlatırsınız?
Cengiz Bozkurt: Harika bir bayanın yanında oynayan, şanslı bir erkeğim.
Nurgül Yeşilçay: Benim için de Cengiz’le oynamak talihtir. Cengiz’in lokomotif olduğu bir iş bu. Onunstili hepimize sirayet etti.
Cengiz Bozkurt: Bir de bizde kolpalık yok; harbi, dürüst insanlarız. Hislerimizi aşikâr ederiz.
*Dedikodu da vardır sizde…
Cengiz Bozkurt: Bu sinema 29 günde ve çoğunluklageceleri çekildi. Karavanda neler neler konuştuk. Kimler gömüldü, kimler çıkarıldı fakat natürel ayrıntı veremeyiz (gülüyor).
‘Aptallığa deliriyorum’
OĞUZHAN KOÇ
*Çok sakin görünüyorsun. Nelere sinirlenirsin?
Çok şeye sinirlenirim. Aslında sakin biri değilim, sakin kalmak için elinden geleni yapan biriyim. En çok da aptallığa deliriyorum. Çok kolay şeylerin olmadığını, yapılamadığını görmeye tahammülüm yok.
*Karanlık tarafların var mı?
Evet var, işte oraya geçmemek için çok direniyorum. Elimde olmadan geçince de kalp kırıyorum. Sonra da pişman oluyorum.
‘Gizli komiğim ben’
SONGÜL ÖDEN
*Seni hiç tanımayan birine kendini üç sözle nasıl anlatırsın?
Şeffafım. Arkadaşlarım bilinmeyen komik olduğumu söylüyor; o kadar kapalıyım ki kimse bilmiyor (gülüyor). Ve çalışkanım.
*Hep çok hanımefendi duruyorsun…
Sinirim de sinirdir benim bu ortada Hakan (gülüyor).
*Seni ne sinirlendirir?
Adalet hissimin zedelenmesi.
Bu ferdî ve iş münasebetlerinde de geçerli.
‘Temassız aşk mümkün’
BELÇİM BİLGİN
*Sevgilin Alfredo Di Blasio Kanada’da yaşıyor. Temassız aşk mümkün müymüş?
Mümkün, hayatı uzaktan paylaşmaya ihtimam gösterince, emek verince…
*Mesafeler kıskançlık yaratmıyor mu?
Kıskançlık çoktan aştığımız bir şey. Aşkı hiçbir vakit mülkiyet duygusu üzerinden tanımlamadım esasen,
o denli bir dengesizlik üzerinden kurmadım münasebetimi. Aşk özgürleştirir; esaret hem aşkı hem bireyi öldürür. Fakat özgür kaldığımızda birbirimizi seçtiğimiz şartta aşktan bahsedebiliriz ve biz daima birbirimizi seçtik!
‘İşimi ciddiye alıyorum’
ENGİN ALTAN DÜZYATAN
*Ülkenin en ünlü oyuncularındansın, ego problemini çözdün mü?
Ego gerekli lakin o o denli ince bir çizgi ki… Biraz fazlası ziyan vermeye başlıyor, kendini bir şey zannediyorsun. Ben ego konusunu çok erken yaşta çözdüm. Sonuçta biz tabip değiliz, ameliyat yapmıyoruz. Bizim işimiz cümbüş. Kendimi ciddiye almıyorum lakin işimi çok ciddiye alıyorum.
‘Sektör zordur, acımasızdır’
HAZAL KAYA
*Neden hâlâ bayan oyuncuların öpüşme, sevişme sahnelerini konuşuyoruz?
Bu haberleri yazanlar neden hâlâ buradan çıkar sağlamaya çalıştıklarını düşünmeliler bence. Yazılı basın bunu lakin dinleyerek, dünyada bu bahiste olup biteni takip ederek ve hassasiyet geliştirerek aşabilir.
*2006’dan beri ekrandasın. Nasıldır dizi dalı?
Zordur, acımasızdır, yüksek güvenlik tedbiri gerekebilir lakin vakitle alışıyor insan.
‘Yönetmen yönetmendir’
FERZAN ÖZPETEK
*Kendinize İtalyan direktör mi yoksa Türk direktör mi diyorsunuz?
Bence değerli olan, içimizde taşıdığımız. Ben iki ülke ortasında gidip geliyorum, büyük bir baht. İki kişiliğiniz oluyor fakat bunların birleştiği bir nokta var. Ben de “Yönetmenim” diyorum. Direktör direktördür.
*İtalya’da bir lakabınız var mı?
‘Ferzan Özpetek’in dokunuşu’ diyorlar, çok hoşuma gidiyor. Almodóvar “Önemli olan sinemasının bir modülünü seyrettiklerinde, senin olduğunu anlamaları” demişti. Bu oluyor.
‘Gerçeklikten kopmamalıyız’
FAHRİYE EVCEN
*Hep önemli ve ağır bir duruşun var. Bunun arkasındaki seni biraz anlatır mısın?
Aslında çok şeye güler, çok şeye ağlarım herkes üzere. Hisleri ağır yaşayan biriyim. Eğlenmeyi en düzgün bilen insanlardan sayılabilirim ancak disiplini ve saygılı olmayı da seviyorum.
*Son yıllarda nelerle kaygıların var?
Duyguları gerçek haliyle yaşamaktan ve göstermekten imtina ediyor büyük bir çoğunluk. Bu beni çok rahatsız ediyor;
bunu hissettiğim ortamda asla durmuyorum, bu halde davranan biriyle sohbet edemiyorum. Hayatın gerçekliğinden, gerçek hislerden kopmamamız gerektiğine inanıyorum.
‘Tek kalma gücünü seviyorum’
ENGİN AKYÜREK
*Çok röportaj vermiyorsun, magazinde mahrum. Yeniden de çok popülersin. Sırrın ne?
Bir sırrı var mı bilmiyorum. Aslında daima hayatın içindeyim. Magazinin yaptığım mesleğin bir modülü olduğunun farkındayım ve orada da gerektiği kadar olduğumu düşünüyorum. Çalıştığımız devirlerde kalabalık bir ortamda olduğumuz için sette
olmadığımda tek kalma gücünü seviyorum.
‘Pişmanlığım yok’
MURAT BOZ
*26 yaşındaki Murat’ı görsen ona ne öğütlersin?
Bir-iki hususta ihtarım olabilirdi: Her beşere çabucak güvenme ve iç sesini dinle!
Şu an şad değil miyim, mutluyum. Zira hepimiz günahıyla sevabıyla bir şeyler yapıyoruz. Onlar da bizi bugünkü halimize getiriyor, münasebetiyle bir pişmanlığım yok.
‘Romantik değil, realistim’
DEMET ÖZDEMİR-ŞÜKRÜ ÖZYILDIZ
*Hem romantik hem komik tipler misiniz?
Demet Özdemir: Romantik değilim, realistim ben. Gerçi romantizmin nerede ve ne vakit olduğu da çok kıymetli. Bazen bir cümle bile çok romantik gelebilir. Ben daha çok eğlenceli ve gerçekçi olduğum için romantizmle aslında eğleniyorum. Lakin Şükrü bence romantik ya… Kesin konutta bir mum falan yakar.
Ne diyorsun?
Şükrü Özyıldız: O an içimden nasıl geliyorsa o denli davranıyorum. Fakat bu size oburunun söyleyebileceği bir şey.
‘Eril güç kontrolsüzlüğe gelemiyor!’
CANAN ERGÜDER
*Sence erkeklerin bayanlarla sıkıntısı nedir?
Erkeklerin hayatlarını ‘Kadınlarla şöyle bir derdim var’ diye düşünerek yaşadığını hiç sanmıyorum. Lakin bence bilinçaltında herkes için dişi güç doğurganlığıyla doğayı temsil ediyor, yani denetim edilemeyeni. Savaşçı istikametiyle medeniyetler kuran eril güç de kontrolsüzlüğe gelemiyor. Bence ortadaki sorun burada yatıyor.
‘Asla yetinme!’
URAZ KAYGILAROĞLU
*Oyunculuğun sendeki karşılığı ne?
Yapmaktan çok zevk aldığım mesleğim.
*Senden oyunculuğu çekip alsam ne olur?
Hayatımıza devam ederiz Kral!
*Bu meslek sana en çok ne öğretti?
Asla yalnızca sana sunulanla yetinme.