Her geçen gün artan enflasyon ve hayat pahalılığı gittikçe vatandaşı zor duruma sokmaya devam ediyor. Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, özel öğretim kurumlarındaki çalışma şartları ve maaşlarını İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya ve Samsun’da düzenledikleri basın açıklamalarıyla protesto etti. Uzun süredir “taban maaş” hakları için eylem ve etkinlikler düzenleyen Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nde de yaptığı bir basın açıklamasıyla “taban maaş” taleplerini yineledi.
Asgari ücret ya da Asgari ücretin altında maaşlara çalıştırıldıklarını belirten eğitimciler, Özel Sektördeki Eğitim kurumları için taban maaşa talebinde bulundu. Öğretmenler, artan enflasyon karşısında aldıkları maaşın düşük seviyede olduğunu söyledi.
İstanbul Kadıköy’de yapılan basın açıklamasında, öğretmenlerin asgari ücretin altında maaşlarla yasa dışı şekilde çalıştırıldığı belirtildi.
Eğitimde özelleştirmenin eğitim emekçilerini de kâr hırsıyla hareket eden patronların insafına terk ettiğini söyleyen Öğretmen Sendikası üyeleri, haftada 60 saati bulan çalışma süreleri, yılda 10 aylık iş sözleşmeleri, asgari ücret düzeyinde maaşlarla yoksulluk ve güvencesizlik kıskacına alındıklarını belirtti.
Taban maaş haklarının sermaye yanlısı politikalar nedeniyle patronlar tarafından gasp edildiğini belirten özel sektör öğretmenleri, “Bizden çalınan taban maaş hakkımızı geri alacağız” dedi.
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası’nın Basın Açıklama metninde şu ifadeler yer aldı:
“Asgari Ücrete ya da Asgari Ücretin Altında Maaşlara Çalıştırılıyoruz!
Özel öğretim kurumlarında patronların kâr hırsı sebebiyle yıllardır düşük olan öğretmen maaşları, yükselen enflasyon karşısında tamamen erimiştir. Binlerce öğretmen asgari ücretin altında maaşlarla yasa dışı şekilde çalıştırılırken yüz binlerce öğretmenin maaşı asgari ücret düzeyinde kalmıştır.
Taban Maaş Hakkımızı Geri Alacağız!
5580 sayılı Kanunun 9. madde 2. fıkrasında geçen ve 2014’te kaldırılan “Özel öğretim kurumlarında yöneticilik ve öğretim hizmeti yapanlara kıdemlerine göre dengi resmi okullarda ödenen aylık ve sosyal yardım kapsamındaki ek ödeme tutarından az ücret verilemez.” hükmünü yasaya yeniden getirtecek ve bu anayasal ve en meşru hakkımızı mutlaka geri alacağız!
Ülkenin herhangi bir eğitimcisinin asgari ücret altında ya da düzeyinde maaş alması kabul edilemez. Kaldı ki asgari ücret altında maaş vermek, anayasal suçtur. Bu nedenle liyakatli denetimciler (müfettişler) eliyle nitelikli denetimler yapılarak öğretmen maaşlarının patronların insafsızlığından kurtarılması MEB’in asli görevidir.
Belirli Süreli Sözleşme Emek Hırsızlığıdır, Belirli Süreli Sözleşmeyi Kabul Etmiyoruz!
Güvencesizliğin önünü açan, kıdem tazminatı hakkımızı elimizden alan sözleşme biçimiyle çalışmayı reddediyoruz! Yarınımızdan kuşku duyarak her yıl sözleşme telaşı ve gerginliği ile çalışmak istemiyoruz.
10 Aylık Sözleşme Yalanına Dur Diyeceğiz!
Özel öğretim kurumlarında çalışan emekçilerin “sözde” 10 aylık sözleşmelerle çalıştırılması Kanuna aykırıdır. “Sözde” 10 aylık sözleşmeler, büyük bir hak gaspı örneği ve düzenbazlıktır. Bu düzenbazlık, öğretmene dönem başında önceden istifa imzalatılarak ya da öğretmene yıl boyu mobbing uygulanıp haziran ayında öğretmenin işten ayrılmasına zorlanarak yapılmaktadır. Özel Öğretim Kurumları Kanunu madde 9 “Kurumlarda çalışan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler ile kurucu veya kurucu temsilcisi arasında yapılacak iş sözleşmesi, en az bir takvim yılı süreli olmak üzere yönetmelikle belirtilen esaslara göre yazılı olarak yapılır.” hükmünü barındırmaktadır.
Patronlar, 2 ay maaş ve sigorta primi ödemeyip sermayelerini katlarken biz eğitim emekçileri ise iki ay işsizlikle boğuşup dönem boyu biriken yorgunluğumuz üstüne bir de geçim kaygısı ve stresine mahkûm ediliyoruz.
Hiçbir öğretmen 10 aylık sözleşmeyle çalıştırılamaz!
Uzun Mesailer ve Çalınan İzin Günleri Kaderimiz Değil!
Haftada 50-60 saat derse girmek, resmî tatil günlerinde çalışmak yıllar içinde normalleştirilmiştir. İnsani olmaktan uzak mesai koşullarında çalışmak, öğretmenler için mesleğe yabancılaşmanın ve tükenmenin temelidir. Az sayıda öğretmenle çok öğrenciye eğitim vermeyi hedefleyen kurumlar, denetimsizliği fırsat bilerek öğretmenlere yoğun ders programlarını ve iş yeriyle sınırlı kalmayan çalışma sürelerini dayatmaktadır.
#TabanMaaşHemen !
30 Ağustos Ankara Buluşması sürecimiz sonrasında bizi görüşmeye davet eden Millî Eğitim Bakanlığının bizden talep ettiği raporu, bugün, 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nde Bakanlık yetkililerine teslim ettik. Kendileriyle yaptığımız görüşmede söylediğimizi, şimdi buradan kamuoyu önünde yinelemek istiyoruz: Özel sektör eğitim emekçisinin içinde yaşadığı koşullarda dayanacak tek bir günü dahi kalmamıştır. Kolej, kurs, rehabilitasyon merkezi, okul öncesi öğretmenlerimizin yakıcı sorunlarına ilişkin bizden talep edilen raporu ilgililere sunduk. Bizim olanı, bizden (ç)alınanı bize geri vermelerini istiyoruz. Patronların isteğiyle Yasadan çıkarılan #TabanMaaşHakkımızı sonuna kadar savunacağız. “