1967’de Birleşmiş Milletler, Türkiye’nin de dahil olduğu 102 ülke uzay hukukunun temellerini oluşturmak için Dış Uzay Antlaşması’nı imzaladı. Buna göre Ay ve diğer gök cisimleri insanların ortak mirası olduğu belirlendi. Ay yüzeyinde hiç bir devletin mülkiyet iddiasında bulunulamayacağı kaydedildi.
Ay’daki madenleri çıkarma konusunda herhangi birinin yasal olarak hak sahibi olup olmadığı hala en önemli tartışma konularından bir tanesi. Ay’ın yüzeyinin altında yaklaşık 1,6 milyar ton maden rezervi var. Ayın yüzeyi yaklaşık yüzde 40 ila 45 oksijen, yüzde 20 silikon ve yüzde 10 alüminyum ile az miktarda demir ve titanyumdan oluşuyor. Son sekiz senedir bu madenleri dünyadaki yaşamsal kaynaklara çevirmek teknoloji geliştiriliyor.
Houston merkezli Lunar Resources firması da bu madenleri çıkarmak konusunda çalışan şirketlerden biri. 2019 yılında kurulan şirket, Ay’daki demir, alüminyum, magnezyumu çıkarmaya yönelik teknolojiler geliştiriyor. Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)‘’Break the Ice Lunar Challenge” adını verdiği yarışmaya katılan şirketlerden biri.
Elliot Carol tarafından faaliyete geçen şirketin amacı, 2024’te kadar ayda maden aramayı sağlayacak reaktörü piyasaya sürmeyi planlıyor. Hedef, 14 günlük ay gecesi boyunca cep telefonları, bilgisayarlar ve akülerde kullanılmak üzere gerekli hammaddeyi üretmek. Şirketin bir diğer amacı ise ABD’nin Ay’da kalıcı varlık göstermesini sağlamak.
2014’te (NASA), Ay’da maden arama konusunda beraber çalışacağı firmalarla işbirliğine gitmişti. Lunar CATALYST adını verdiği proje kapsamında Ay’da maden aramak isteyen firmalara çağrı yapmıştı. Robotlar yardımı ile yapılacak olan bu çalışmada NASA sadece ulaşım desteği vereceğini açıklamıştı. 2015 yılında ise ABD Kongresi çıkardığı Space Act yasası çıkarılmış. ABD’de bulunan şirketlere uzayda ticari aramalar yapmaları ve buldukları madenleri çıkarma olanağı tanımıştı.
Geçen haftalarda Elon Musk’ın Mars planı nasıl şekillendiğini ve 2050 yılına kadar 1 milyon insanı Mars’a yerleştireceğini söylemiştik.